.



 
   

madde nedir?

   
 


 

 

merhaba

FELSEFE OKULU

=> temel sorgulamalar-giriş-

=> idealizm

=> materyalizm

=> kim haklı (idealizm mi-materyalizm mi)?

=> bilinemezcilik

=> madde nedir?

=> materyalist olmak

=> materyalizmin tarihi

=> Metafizik, mekanikçilik, mantık

=> diyalektik

=> diyalektiğin yasaları 1

=> diyalektiğin yasaları 2

=> diyalektiğin yasaları 3

=> diyalektiğin yasaları 4

=> TARiHSEL MATERYALiZM 1

=> TARiHSEL MATERYALiZM 2

=> DiYALEKTiK MATERYALiZM VE iDEOLOJiLER

=> kişiler ve sözlük

=> ecco homo

KOMuNiST PARTi MANiFESTOSU

sivil itaatsizlik

ömer hayyam

ADRES VE LiNKLER

 


     
 

I. MADDE NEDİR?

  Sorunun önemi. Ne zaman önümüzde çözümlenecek bir
sorun olsa, sorularımızı çok açık bir biçimde sormalıyız. Gerçekten,
burada, doyurucu bir yanıt vermek o kadar kolay bir
iş değildir. Bu soruya yanıt verecek duruma gelebilmemiz
için, bir madde teorisi yapmamız gerekir.

  Genellikle, insanlar, maddenin, kendisine dokunulabilen,
dayanıklı ve katı bir şey olduğunu düşünürler. Eski Yunan'da
da madde, bu biçimde tanımlanıyordu.

  Bugün, bilimlerin yardımıyla, biliyoruz ki, bu tanımlama
tam değildir.

  II. BİRBİRİNİ İZLEYEN MADDE TEORİLERİ

  (Amacımız, bilimsel açıklamalara girişmeden, maddeye
ilişkin çeşitli teorileri, olabildiğince yalın bir biçimde gözden
geçirmektir.)

  Eski Yunanlılarda, maddenin, sonsuz olarak bölünemeyen,
nüfuz edilemeyen dolu bir gerçek olduğu düşünülüyordu.
Parçalar, bir andan sonra artık bölünemez deniyordu ve
bu parçacıklara atom (atom = bölünmez) adı veriliyordu. Öyleyse
bir masa, bir atomlar kümesi, bir atomlar topağıdır.
Gene, bu atomların birbirlerinden farklı oldukları düşünülüyordu;
zeytinyağının atomları gibi, pürüzsüz ve yuvarlak
atomlar vardı, sirkenin atomları gibi, pürtüklü ve çengelli
atomlar vardı.

  Bu teoriyi, dünyanın materyalistçe açıklamasını ilk kez
denemiş olan antikçağ materyalisti Demokritos kurmuştur.
Demokritos, örneğin, insan bedeninin kaba atomlardan oluştuğunu,
ruhun ise daha ince atomlar yığını olduğunu düşünüyordu.
Ve tanrıların varlığını kabul ettiği, ama gene de
her şeyi maddeci bir biçimde açıklamak istediği için, tanrıların
kendilerinin de son derece ince atomlardan oluştuklarını
söylüyordu.

  19. yüzyılda bu teori büyük bir değişikliğe uğradı.

  Gene, maddenin atomlara bölündüğü, atomların da birbirlerini
çeken çok katı parçacıklar olduğu düşünülüyordu.
Yunanlıların teorisi terkedilmişti, ve bu atomlar, artık pürüzsüz
ya da çengel biçiminde kabul edilmiyordu, ama nüfuz
edilmez, bölünmez olduklarını ve birbirlerine karşı bir çekim
hareketine tutulmuş bulundukları savunulmaya devam ediliyordu.

  Bugün, atomun nüfuz edilemez ve parçalara ayrılmaz
(yani bölünmez) madde tanesi olmadığı, ama atomun kendisinin
de, atom kütlesinin hemen hemen tümünün yoğunlaşmış
bulunduğu bir çekirdeğin çevresinde büyük bir hızla dönen
ve elektron denilen parçacıklardan (partiküllerden) oluştuğu
tanıtlanıyor. Atomun kendisi nötr ise de, elektronlar ve
çekirdek bir elektrik yükü ile yüklüdür, ama çekirdeğin pozitif
yükü, elektronların taşıdığı negatif yüklerin toplamına
eşittir. Madde, bu atomlardan oluşmuş bir kütledir ve kendisi
üzerinde etkiye bir dirençle karşı koyuyorsa, bu kendisini
oluşturan parçacıkların hareketi nedeniyledir.

  Maddenin elektiriğe ilişkin özelliklerinin bulunuşu, özellikle
elektronların keşfedilmesi, 20. yüzyılın başında, idealistlerin,
bizzat maddenin varlığına karşı bir saldırıya geçmelerine
yolaçtı. Şöyle iddia ediyorlardı: Elektronda maddi
olan hiçbir şey yoktur. Elektron, hareket halindeki elektrik
yükünden fazla bir şey değildir. Peki, negatif yükte madde
yoksa, pozitif çekirdekte neden olsun? Madde yokolmuştur.
Yalnızca enerji vardır!

  Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm'de (bölüm V)
enerji ile maddenin birbirinden ayrılmaz şeyler olduklarını
göstererek, şeyleri yerli yerine oturtmuştur. Enerji, maddidir
ve hareket, maddenin varoluş biçiminden başka bir şey
değildir. Kısacası, idealistler bilimin bulgularını tersine çevirerek
yorumluyorlardı. Bilim, maddenin o zamana kadar bilinmeyen
yönlerini, görünümlerini, apaçık bir biçimde ortaya
koyar koymaz, idealistler, hemen, madde ile hareketin birbirinden
ayrı iki gerçek oldukları sanıldığı zamanlarda, kendisi
hakkında sahip olunan eski fikre uygun olmadığı bahanesiyle,
maddenin varolmadığı sonucunu çıkarıyorlardı.
(Bu bölümün Birbirini İzleyen Madde Teorileri başlığı altındaki
ikinci kesimi, Luce Langevin ve Jean Orcel'in yardımıyla yeniden
gözden geçirilerek düzeltilmiştir. Madde yapısının incelenmesinde
yüzyılın başından bu yana yapılmış olan ilerlemeler hakkında
F. Joliot-Curie'ye bakınız: Textes Choisis, Editions Sociales,
s. 85-89.)

  III. MATERYALİSTLERE GÖRE MADDE NEDİR?

  Bu konuda, bir ayrım yapmak zorunludur. İlkin şunu
görmek gerekir:

  1. Madde nedir?

  sonra,

  2. Madde nasıldır?

   Materyalistler, birinci soruya, madde, bizim ruhumuzdan
bağımsız, bir dış gerçektir ve varolmak için bizim ruhumuza
gereksinmesi yoktur, yanıtını verirler. Lenin bu konuda,
şöyle der: Madde kavramı, bize duyum içinde verilen
nesnel gerçekten başka bir şey ifade etmez
(V. İ. Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm, s. 297.)

  Şimdi ikinci soruya, yani Madde nasıldır? sorusuna,
materyalistler, Buna yanıt vermek bize değil, bilime düşer.
diyorlar.

  Birinci yanıt, eski çağlardan zamanımıza kadar değişmemiştir:

  İkinci yanıt ise değişir ve değişmek zorundadır, çünkü
bilimlere, insan bilgilerinin durumuna bağlıdır. Bu, son ve
kesin bir yanıt olmuyor.

  Görüyoruz ki, sorunu iyi koymak ve idealistlerin iki sorunu
birbirine karıştırmalarına izin vermemek mutlaka zorunludur.
Bu iki soruyu birbirinden ayırmak, başlıca sorunun
birinci soru olduğunu ve bu soruya yanıtımızın, eskiden beri;
her zaman değişmez kaldığını göstermek çok gereklidir.

  Çünkü maddenin biricik 'özelliği', ki felsefi materyalizm
onun tanınmasına bağlıdır, nesnel bir gerçeklik olması, zihnimizin
dışında varolması özelliğidir.
(V. İ. Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm, s. 297.)

  IV. UZAY, ZAMAN, HAREKET VE MADDE

  Maddenin bizim dışımızda varolduğunu iddia ediyorsak,
bunun gerçekliğini gösterdiğimiz için, aynı zamanda, biz
belirtmiş oluyoruz ki:

  1. Madde, zaman ve uzay içinde vardır.

  2. Madde hareket halindedir.

  İdealistler ise, zamanın ve uzayın bizim ruhumuzun fikirleri
olduğunu düşünürler (bunu, ilk kez savunan Kant olmuştur).
Onlara göre, uzay, şeylere bizim verdiğimiz bir biçimdir
ve insan ruhundan doğmuştur. Zaman için de durum
aynıdır.

  Materyalistler, tersine, iddia ederler ki, uzay bizde değildir,
ama biz uzayın içinde bulunuyoruz. Gene iddia ederler
ki, zaman, yaşamımızın akışının vazgeçilmez koşuludur. Ve
o halde, zaman ve uzay, bizim dışımızda varolan maddeden
ayrılmazlar.

  ...her Varlığın temel biçimleri uzay ve zamandır, ve zaman
dışında bir Varlık, uzay dışında bir Varlık denli büyük
bir saçmalıktır. (Friedrich Engels, Anti-Dühring, Sol Yayınları,
Ankara 1995, s. 106.)

  Demek ki, bilinçten bağımsız bir gerçek olduğunu düşünüyoruz.
Hepimiz, dünyanın bizden önce de varolmuş olduğuna
ve bizden sonra da varolmayı sürdüreceğine inanıyoruz.
Dünyanın, varolmak için bize gereksinme duymadığına
inanıyoruz. Paris'in bizim doğuşumuzdan önce varolduğu ve
kesin olarak yerlebir edilmedikçe, bizim ölümümüzden sonra
da varolacağı inancındayız. Paris'in, kendisini düşünmediğimiz
zamanda da varolduğu gibi, hiçbir zaman ayak basmadığımız
ve adlarını bile bilmediğimiz onbinlerce kentin de bizim
haberimiz olmadan varolduklarından eminiz. İnsanlığın
genel kanısı bu yoldadır. Bilimler, idealistlerin bütün
düzenbazlıklarını sıfıra indiren bu kanıtı, bir açıklığa ve
sağlamlığa kavuşturmuşlardır.

  Doğa bilimleri, yeryüzünün insanın da, başka herhangi
bir canlı varlığın da varolmadığı, varolamadığı bir durumda
da, varolduğunu kesin olarak doğrular. Organik madde, çok
sonradan gelen bir olgudur, uzun bir evrimin ürünüdür.
(V. İ. Lenin, Materyalizm ue Ampiryohritisizm, s. 72.)

  Bilimler, bize, maddenin zaman ve uzay içinde varolduğunu
tanıtlarken, aynı zamanda maddenin hareket halinde
olduğunu da öğretirler. Çağdaş bilimlerin bize sağladıkları
bu son belginlik çok önemlidir, çünkü, maddenin hareket yeteneği
bulunmadığı, yani eylemsiz olduğu yolundaki eski teoriyi
yıkmaktadır.

  Hareket maddenin varoluş biçimidir. ... Hareketsiz madde,
maddesiz hareket denli akıl almaz bir şeydir.
(Friedrich Engels, Anti-Dühring, s. 116.)

  Biliyoruz ki, dünya, bugünkü durumuyla, her alanda
uzun bir evrimin ürünü, bu bakımdan, yavaş ve sürekli bir
hareketin ürünüdür. O halde, maddenin varlığını ortaya
koyduktan sonra, kesinlikle belirtelim ki: Evren hareket
halindeki maddeden başka bir şey değildir ve bu hareket halindeki
madde, uzay ve zamandan başka bir şeyin içinde hareket edemez.
(V. İ. Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm, s. 189.)

  V. VARGI

  Gösterilen bu gerçeklerden şu sonuç çıkıyor ki, tanrı fikri,
evrenin yaratıcısı bir salt ruh fikri anlamsızdır; çünkü,
zaman ve uzay dışında bir tanrı, varolamayacak bir şeydir.

  Zaman dışında varolan, yani hiçbir an varolmayan, ve
uzay dışında varolan, yani hiçbir yerde varolmayan bir tanrıya
inanmak için, idealist gizemciliğine katılmak, bu nedenle
hiçbir bilimsel denetimi kabul etmemek gerekir.

  Materyalistler, bilimin vargılarıyla güçlenmiş olarak,
maddenin uzay içinde ve belli bir anda (yani zaman içinde)
varolduğunu iddia ederler. O halde, evren yaradılmış olamaz,
çünkü, tanrıya dünyayı yaratmak için hiçbir an olmamış
olan bir an gerekirdi (mademki tanrı için zaman mevcut
değildir) ve dünyanın hiçten ortaya çıkmış, yani yoktan var
edilmiş olması gerekirdi.

  Yaradılışı kabul etmek için, demek ki, ilkin evrenin varolmadığı
bir anın varolduğunu, sonra da hiçten bir şey çıktığını
kabul etmek gerekir ki, bilim bunu kabul edemez.

  Görüyoruz ki, idealistlerin kanıtları, bilimlerle karşı karşıya
geldiklerinde, tutunamazlar; oysa materyalist filozofların
kanıtları, bilimlerin kendilerinden ayrılamazlar. Böylece,
bir kez daha materyalizm ile bilimleri birbirine bağlayan
sıkı ilişkileri belirtmiş oluyoruz.

  OKUMA PARÇALARI

  F. Engels, Anti Dühring, s. 116.

  V. İ. Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm, Üçüncü
Bölüm, s. 153-161; Beşinci Bölüm, s. 277-349.

 

 
 

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol