.



 
   

Martin Luther KİNG (1929 - 1968)

   
 


 

 

merhaba

FELSEFE OKULU

KOMuNiST PARTi MANiFESTOSU

sivil itaatsizlik

=> tanım

=> Sivil İtaatsizliğin Unsurları

=> Socrates olayı

=> Antigone olayı

=> Henry David THOREAU (1817 - 1862)

=> Mahatma GANDHİ (1869 - 1948)

=> Martin Luther KİNG (1929 - 1968)

=> kanunlarımız

=> kanunlar

ömer hayyam

ADRES VE LiNKLER

 


     
 

Amerika Birleşik Devletleri’nde ırk ve inanç ayrımına karşı büyük bir hareketin başlamasının öncüsü olan King, insanların içinde küllenmiş olan kardeşlik ve eşitlik ateşini yeniden yakmıştır. Ölümünden sonra dahi, yaptığı mücadelenin etkileri sürmüş ve ırkçılığa karşı mücadelede önemli katkıları olmuştur. Bu nedenle, 1964 Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştür. King’in 1963 yılında Washington’da yaptığı “I have a dream” adlı söylevi, mevcut düzende değişiklik yapabilmek için, yasal çerçeve içinde sürekli çalışmak gerektiğini belirten, sözlü bir denemedir. Bu söylevin bir bölümünü buraya aktarmak istiyorum. “Bir düş kurarım ben hep. Bu düşte Georgia’nın kırmızı renkli tepelerinde, eski esirlerin oğulları ile, eski esir sahiplerinin oğulları kardeşlik sofrasında bir arada otururlar.” Amerika’da siyah ve beyazların birbirini yediği, toplumsal hareketlerin tam ortasında söylenen bu sözler, sivil itaatsizliğin övgüsü niteliğindedir. Baptist rahibi olan King, vaazlarında ve yazılarında şunları söylemektedir. “Tüm insanlar, içinden kurtulmaları mümkün olmayan bir ortaklık ağına yakalanmış durumdadırlar; bir tek kader giysisiyle birbirlerine bağlıdırlar. Birini doğrudan etkileyen ne varsa öbürünü de dolaylı etkiler. Siz olmanız gerektiği gibi olmadıkça ben de, asla olmam gerektiği gibi olamam; ben olmam gerektiği gibi olmadıkça, siz olmanız gerektiği gibi olamazsınız. Sivil itaatsizlik, yaratmayı amaçladığı bunalım ve gerilim yoluyla, ısrarla müzakere masasına oturmaya yanaşmayan toplumu, sorunla yüzyüze gelmeye zorlar. Sorunu daha fazla göz ardı edilemiyecek biçimde dramatik duruma sokar. Dünyanın en üstesinden gelinmez kötülükleri … yoksulluk, ırkçılık ve savaş üçlüsü bile, ancak şiddetsizlik yöntemleriyle ortadan kaldırılabilir. Böylesine yerleşmiş ekonomik, siyasal ve sosyal kötülüklerin bile yok edilmesinde, kaçınılmaz ahlâki gerek, ancak sevgidir. … Ben sevgiden söz ettiğim zaman, duygusal ya da zayıf bir cevaptan söz etmiyorum. Ben tüm büyük dinlerin hayatta en yüksek birleştirici ilke olarak gördüğü o güçten söz ediyorum. Her nasılsa sevgi, nihai gerçeğin kapısını açan anahtar olabilmektedir. Hindu, Müslüman, Hıristiyan, Yahudi ve Budist inançların nihai gerçekle ilgili bu ortak inancı, Hazreti Yahya’nın şu sözleri ile özetlenmektedir; ‘Birbirimizi sevelim, çünkü sevgi Tanrı’dır. Seven herkes Tanrı’dan doğmadır ve Tanrı’yı bilmektedir’. Şiddetsizliğin tam merkezinde sevgi ilkesi bulunmaktadır. Şiddetsiz Militan, insan onuru uğruna verilen mücadelede, dünyanın baskı altındaki insanlarının asla hınçlanıp, nefret kampanyalarına kalkışmaması gerektiğine inanır. Bir olaya aynıyla cevap vermek, evrende nefretin varlığını daha da yoğunlaştırmaktan başka işe yaramaz. Hayat yolunda, nefret zincirini koparmaya birilerinin aklı ve ahlâkı yetmek zorundadır. Bu da ancak sevgiyi hayatlarımızın merkezi haline getirmekle yapılabilir. Sevgi, gerçek ve bir de gerekeni yapabilme cesareti; ömür boyu sürecek bu yolculukta bize yol gösteren temel rehberler olmak zorundadır.

 

 
 

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol